21 Aralık 2017 Perşembe | By: YeniAy M.

Katiller Çetesi 'Kuğu ve Çakal'


KÜNYE
Yazar J. A. Redmerski 
Yayıncı: Ephesus Yayınları
Sayfa400
Baskı Yılı: 2017
TANITIM BÜLTENİ


“Muazzam bir kitap daha”
-The Book Enthusiast-


“Kesinlikle çok çarpıcı. Beklentilerimin çok ötesinde.”
-Nikki Arivel Larazo-


“Başından sonuna kadar harikaydı. Bir sonraki kitabı dört gözle bekliyorum.”
-Catherine Duffy-


Fredrik Gustavsson hiçbir zaman aşka inanmamış ve kimsenin karanlık hayatını kabul edebileceğini düşünmemiştir. Ta ki en az kendisi kadar tekinsiz Seraphina’yla karşılaşana dek... Fredrik ve Seraphina beraber dopdolu iki sene geçirmiş ve aşkın en karanlık halini tatmıştır. Fakat bir gün Seraphina Fredrik’i geride bırakıp kayıplara karışır.
Gelgelelim Fredrik Seraphina’yı bulmaya kararlıdır. Fredrik’in elindeki tek koz ise Cassia adında, hafıza kaybı yaşayan masum bir kızdan başkası değildir. Fredrik’in Cassia’nın yaşananları hatırlaması için çabalamaktan başka şansı yoktur. Ve bu esnada hiç umulmadık olaylar yaşanır ve Fredrik kendini türlü açmazın içinde bulur.
Katiller Çetesi’nde macera Sarai ve Izabel’in ardından devam ediyor, gerilim iyiden iyiye tırmanıyor. Kuğu ve Çakal J.A. Redmerski’nin dünya çapında büyük yankı uyandıran serisinin üçüncü kitabı.

Geldik bir serinin yeni kitabına daha; Kuğu ve Çakal ismi, kitabın sonlarında daha bir anlam buluyor, gerçekten. Yani Cassia gerçekten tam bir Black Swan hikayesi; okuyunca demek istediğimi anlayacaksınız. Fredrik de zaten Çakal lakaplı biri olduğu için tam uymuş isim. Kafadan isim yorumuyla girdim. :P Yine de Kuğu'luğuna kitabın sonunda değil de başlarında ve ortalarında da birer kere değinseydi keşke. :)

Aslında isim açıklamasından ve tanıtım yazısından da anlayacağınız gibi 3. kitap tamamen Fredrik ve Cassia ikilisi üzerine odaklanmış. Elbette yer yer Victor, Izabel, Niklas  vs. ekibin hepsini görüyoruz... Bu açıdan bakar isek eğer 3. kitap Katiller Çetesi'nin o hareket ve entrikalarından uzak, daha çok Fredrik'in iç dünyası ve geçmiş sorunları üzerine yazılmış.

Kitaba ilk girişle birlikte Fredrik ve Cassia arasındaki halihazırda olan yakınlık, etkileşim okuyucu için kafa karıştırıcı hatta kurguda bir zayıflık gibi geliyor ama işin özünde, kitabın sonunda ortaya çıkan bir gerçekle birlikte meselenin özü de açığa çıkıyor. Cassia ile ilgili şüphelerim vardı ve aslında şüphelerimde nispeten haklı çıksam da bu şekilde bir şey beklemiyordum, yazarı tebrik ederim. Yazarın dili, anlatımı vs. diğer iki kitabın tadında ilerliyor ama açıkçası kurgu, diğer ikisinin heyecanını çok vermedi desem yeri. Ayrıca Fredrik karakterini de bir hayli abartı buluyorum, niyeyse yazarın en sevdiği karaktermiş izlenimi verdi, gerçi ben de seviyorum. 😃

Bunun dışında aradığım lezzeti tam bulamasam da genel olarak güzel, hoş vakit geçirten bir kitap oldu. Puanlarken 3 ila 3,5(ortalama ile iyi) arasında kaldım. Doğrusu 3,5 üstünde bir şey vermek de zor.
(Soluk renkli fiyat, etiket fiyatıdır. Üstündeki ise internet fiyatıdır.)