27 Kasım 2017 Pazartesi | By: YeniAy M.

Katiller Çetesi 'Izabel'



KÜNYE
Yazar J. A. Redmerski 
Yayıncı: Ephesus Yayınları
Sayfa368
Baskı Yılı: 2016
TANITIM BÜLTENİ

"Sayfaları çevirmekten kendimi alamadım. Muhteşem!"
-Kelly Mcbride-
"Izabel'i ilk kitap gibi çok sevdim. Biraz kan, biraz gözyaşı ve tabii ki bolca aksiyon."
-Devan Fox-
"Izabel'de karakterler öyle güçlü ve canlı ki onlarla vakit geçirmek insana tarifsiz bir zevk veriyor."
-Jennifer Kyle -

Onu esaretten kurtaran katiller çetesiyle karanlık bir hayat sürmeye kararlı olan Sarai, acımasız bir sadistten intikam almaya karar verir. Ama Sarai'ın pervasız halleri onu asla geri dönemeyeceği bir yola sürekler. Öte yandan Arthur Hamburg'un sağ kolu Willem Stephens da Sarai'ın peşindedir. Fakat Izabel kimliğine bürünen Sarai'ın geçmek zorunda olduğu bambaşka bir sınav vardır ve bu son sınav aynı zamanda genç kızın Victor Faust'a olan güvenini de sorgulamasına neden olacaktır. Sarai'ın devam kitabı olan Izabel okurları yine karanlık, ölümcül ve heyecan dolu bir serüvene çağırıyor.
Katiller Çetesi'ne bir sene sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz. Sarai'yi en son Dina'nın yanında, sıradan ve sakin bir hayat sürerken bırakmıştık. Aradan geçen 8 ay sonra, Sarai, bu sıradan hayatın hiç de ona göre olmadığına karar verir. Dahası kanın tadını bir kere almış köpek balığı gibi, daha fazlasını arzulayarak yarım kalmış bir işi bitirmek için Los Angeles'a geri döner.

Elbette bu zaman zarfında Victor'dan tek bir haber dahi alamamış, en sonunda onu unuttuğuna ve umursamadığına ikna olmuştur. Yine de Sarai amacından vazgeçmeyecektir ve daha önce Victor'un vazifesi aracılığı ile tanıştığı sapkın iş adamını öldürmek için lokantasına geri döner. Lakin işler hiç de umduğu gibi gitmez.

Bundan sonraki yaşanan olaylar Sarai'nin Victor ile yeniden bir araya gelmesine ve bu Katiller Çetesi'nin içine daha fazla girmesine neden olacaktır. Elbet bir de Victor'un kardeşi 'Nikalas' sorunu var ki bu oğlanın olayını, doğrusu; başta anladım,lakin her şeyin açığa çıktığı olay öncesinde yaşananları görünce "Yok ya, öyle değilmiş herhalde." dedirtti yazar. Bu açıdan kendisi tebrik ederim, kendimden şüpheye düşürttü. :D

Aslında ilk kitabı ikinci kitaptan daha çok sevdiğimi ve daha başarılı bulduğumu söylemem gerekir; ilk kitaba 5 üzerinden 4 verirken; bu kitaba da 5 üzerinden 3,5 veriyorum. Neden tam olarak bilemiyorum(beklentim belki fazla yüksekti) ama olayların gidişatı ve karakterler arası konuşmalar bana biraz ortalama geldi; üzerinde biraz daha durulup, geliştirilseydi daha iyi olurdu. Karakterlerin konuşmasına da biraz taktığımı söylemem gerek; yani erkek karakterlerin hemen hemen hepsi de aynı tarz konuşması, sanki hepsinin aynı torbadan çıkmış gibi hava vermesine sebep olmuş; bu da karakterlerin kendilerine özgünlüklerini kaybettirmiş.  Sarai'nin kana susamışlığını da ancak son sayfalarda görüp, algılayabildim; öncesinde bana sadece intikam isteyen ve hayatı için kiralık katil olmayı seçen bir kadın portesi ötesini çizemedi. Sadece Victor'un sözleriyle kana susamışlığını 'biliyoruz' ama açıkçası 'göremiyoruz'... Sonuçta Victor da yeri geldiğinde intikam alan kiralık bir katil ama kana susamış değil. Fredirick'in deliliği bile daha iyi gösterilmiş.

Şimdilik söyleyeceğim bu kadar, inşallah 3. ve 4. kitaplar daha başarılıdır.
                                               (Soluk renkli fiyat, etiket fiyatıdır. Üstündeki ise internet fiyatıdır.)