17 Aralık 2015 Perşembe | By: YeniAy M.

İtbarak



UYARI: Kitap hakkında bilgi içerdiğini unutmayınız.

"Oğuz Kağan destanını bir de bu şekilde okuyun."


KÜNYE

Yazar: Çağlayan Yılmaz
Yayıncı: Nesil Yayınları
Sayfa: 320
Baskı Yılı: 2015

Türkler “Barak” derlerdi, kara tüylü köpeğe,Böyle ad verirlerdi, büyük soylu köpeğe.Aslında efsaneler, bir köpek anarlardı.Onu da köpeklerin, atası sayarlardı.Bu köpek soylu idi, çok büyük boylu idi,Av çoban köpekleri, hep onun oğlu idi.Kuzey-batı Asya’da güya “İt-Barak” vardı,Türklerse İç Asya’da, onlara uzaklardı.Başları köpek imiş, vücutları insanmış,Renkleriyse karaymış, sanki Kara Şeytanmış.Kadınları güzelmiş, Türklerden kaçmaz imiş,İlaç sürünürlermiş, ok mızrak batmaz imiş. Destanda denilmiş ki, Oğuz-Han yenilmişti,Bir adaya sığınıp toplanıp derilmişti.On yedi sene sonra, Oğuz onları yendi.Kadınlar yardım etti, orada savaş dindi.Oğuz bu bölgeleri, “Kıpçak-Beğ”e il verdi,Bunun için Türkler de, oraya “Kıpçak” derdi... - Oğuz Kağan Destanı

Görünce arkadaşımdan, okumak için, talep ettiğim bir kitaptı. Konusu güzel ve ilginç. Tarihi ve fantastik tür seven biri olarak, ilgimi çekmişti. Çevre betimlemeleri güzel. Fakat kurgu ve akıcılık açısından pek hoşuma gitmedi. Okurken çok sıkıldım ve hiç merak uyandırmadı. Heyecanlandırmadı. Tüm dünya kültürlerini katmış kitaba ama bu zenginlik katmak yerine tadı kötü karışık bir çorba olmuş. Hali ile yarım bıraktım kitabı. Neden bilmiyorum ama şu sıralar okuduğum tarihi fantastikler beni bir bir hayal kırıklığına uğratıyor. Ben mi çok zor beğenir oldum yoksa yazanlarda mı var sorun, emin değilim. Belki sorun bendedir. Beklentimi çok yüksek tutuyor isem, hayal kırıklığı yaşıyorumdur.

Karakter tasvirleri bence çok çocukça olmuş. Hani, kötü kişilikli insanları, eskiden tasvir etmek için "çarpık yüzlü, çirkin tipli" biri olarak betimleriz ya, aynen benzer şekilde bir betimleme olmuş; Oğuz Kağan'ın kardeşi için. Yazar bile kendi karakterinden nefret etmiş de kötüleyebildiği kadar kötülemiş gibi durmuş. Böyle olunca da hoş kaçmamış. İmlası da baya gözüme battı. Yani cümleleri hep virgül ile birleştirmiş, nokta nedir, bilmemiş.  Bu durum, akışkanlığı çok kötü etkilemiş. Haydi, yazarların imlası kötü olabilir(benim öyle). Lakin editörler ne halt eder? Nesil yayınları birde! İnsan bir oturur, düzeltir. Kelimelerdeki yanlışlığı düzeltmezsiniz tamam, bari imlayı düzeltin. Bunu da yapmıyor iseniz editör olarak ne işe yarıyorsunuz ki? Yazar, üniversitede edebiyat öğretmeni dahi olsa güvenmeyin, bir elden geçirin iyice. Bizim edebiyatçılarımızın bazıları tabi ile tabii arasındaki farkı bilmiyor. Kime güveniyorsunuz?

Kısacası, BANA GÖRE, güzel konusu olan bir kitap, bu ve buna benzer eksik ve hatalardan dolayı heba olmuş. Kurguyu güçlendirmesi, karakter tasvirlerini iyi yapması, imlaya da dikkat etmesi gerekmekte. Eleştirim biraz ağır kaçmış ise affola. Niyetim kötü değildir. İsterim ki eksiğini görüp, sonraki kitaplarda çok daha güzel bir kitap ile karşımıza çıksın yazar. Yazmaya devam. Yazdıkça ve okudukça kurgu da güçlenir, yazma becerisi de. Saygılar.

Puan: 10/3

Kitap Fiyatı: 18 TL