29 Ekim 2013 Salı | By: YeniAy M.

Akif Bey- Piyes Kitabı

 
 
 
UYARI: Kitap hakkında bilgi içerdiğini unutmayınız.
 

Piyesi sadece izlediniz mi? Bir de kitap olarak okumaya ne dersiniz?

Akif Bey, Namık Kemal'in Magos'a sürgünü sırasında yazdığı piyesidir. Piyesin kitaba basılmış halini görüyoruz.
 
Akif Bey bir gemi reisidir. Vatanına, milletine ve bayrağına düşkün şanlı atalarına layık olmak için uğraş veren şerefli bir askerdir. Sefer kararı çıkınca gemisine geri dönmek zorunda kalır ama ondan önce severek evlendiği karısına doyamadığı için de ayrılırken üzgündür. Sefer ya bu, kendisine bir şey olursa diye yaşadığı yerin ileri gelenlerinden bir tanıdığı olan Şahin Bey'e bir emanet verir.
 
Şahin Bey, emaneti alır almasına da gencin yaptığı evlilikten hiç memnun değildir. Aksine Akif için üzülmekte, kadına öfke bilemektedir. Zira karısı Dilruba hiç de Akif'in sandığı gibi namuslu, saf ve temiz bir kadın değildir. Tam manası ile servet avcısı bir kadındır. Akif gitmeden önce kendisine bir şey olursa babasının karısına sahip çıkmasını ister zira onun düşüncesine göre "Benden sonra kimseye varamaz. Hali nice olur sonra, babam yardım etmezse." der. Elbette Şahin Bey'de savaşa gidecektir ama yakınlarına tembih edeceğini söyler. Karısı hakkında uyarmak ister ama Akif Bey, öfkelenerek onu susturur.
 
Akif Bey karısı ile vedalaştıktan sonra Dilruba onun gidişini izler ama Akif'in sandığı kadar da üzgün ve endişeli değildir, gerçekten de! Hatta kocasının savaşa gittiği gün, Dilruba süslenir, püslenir düğüne gider.
 
Tam da Yunan İsyanı dönemidir. Sinop da yapılan deniz muharebesi kaybedilmiş, Süleyman Reis'in oğlu Akif Reis'in şehit düştüğü haberi ulaşmıştır. Emanetler babasına ulaştırılmış, Süleyman Reis de gelinini almak için İstanbul'a gelmiştir. Fakat o sırada yanlarında bulunan Esad isimli bir katip abayı Dilruba'ya yakmıştır. Dilruba'da kendine üçüncü koca adayını bulmuştur. Daha önce Akif Bey'e söylediği yalanın benzerini de ona söylemiştir. "Severek evlenmedim, mecbur kaldım." İddet süresi dolduğu için yeni kocasının nikahına da girmiştir. Gece de kutlaması vardır.  Süleyman Kaptan bunu öğrenince ve üstüne kadının hakaretlerine maruz kalınca geldiğine bin pişman olur.
 
Şahin BEY, Akif'in şehitliğinden şüphe etmektedir çünkü şahitlik eden iki adam güvenilmez kişilerdir. Yeni bir eş ile evlenebilmek için o adamları, yalancı şahit olarak Dilruba'nın tuttuğunu düşünmektedir ama içten içe de "İnşallah gerçekten de Şehit düşmüştür." der çünkü aksi ise bu durumu görüp her gün acı çeke çeke ölmesinden korkar.  
 
Şahin Bey, Akif'i uyardığı gibi Esad'ı da uyarır ama Akif'in tavrını aynen bu adamda bulur. Bunun üzerine o da susar, gene.  Ama Şahin Bey haklı çıkar. Akif ölmemiştir ve geri dönmüştür. Elbette evde kutlama vardır ama sebebini bilmez ama Şahin onu götürmek için uğraşır. Ama kimse ona gerçeği anlatamayınca babası gelir ve ona her şeyi anlatır. Beyninden vurulmuşa dönen Akif, ilk başta durumu kabullenmek istemez ama her şey gün gibi ortadadır. Esad durumundan elbette rahatsızdır. Zira sanki evli bir kadına göz dikmiş gibi bir durum içine girmiştir. Akif kadını talakla boşadığını söyler ve gitmek ister ama Esad kadının kendisini sevdiğini düşünerek, kendince yanlış anlamayı da düzeltmek için Dilruba'yı çağırıp, durumu aydınlatmak ister.
 
Akif zaman geçtikçe kadının geçmişte yaptıklarını duyar olur ve iyice kahrolur. Kadın bildiğiniz ortalık malıymış. Yine de içten içe kadına aşk beslemekten kendini alıkoyamaz. Ama bulunduğu acıya ve sebep olanlara dayanamaz ve evi basarak Dilruba'yı öldürmek için ateş eder. Fakat araya Esad girer ve vurulur. Can havliyle çektiği bıçağını Akif'e saplar. İkisi de olduğu yerde ölürken, kaçmaya çalışan Dilruba'nın önünün Süleyman Kaptan keser ve kadını öldürür.
 
Kitap hakkındaki genel görüşüm:  İlk defa bir piyes kitabı okudum. Hoşuma gitti. Namık Kemal'in okuduğum ilk eseri, ayrıca. Betimlemelerden uzak olsa da kafamda canlandırmayı başardım. Karakterlerin işlenişi, kurgu bence çok iyi. Eh, Namık Kemal bu. :)
 
Kitap önerisi: Tavsiye ederim.
Puan: 10/10

Kitap Fiyatı: 5
 

KARAKTERLER
 
AKİF BEY: Saf, temiz yürekli, karısına aşık ve şanlı bir deniz kaptanıdır. Her aşık gibi karısı hakkında kötü sözlere dayanamamaktadır ki bana göre işin özünde içten içe gerçek olduğunu bildiği için duymak istememekte ve herkesi susturup, kızmaktadır.
 
Şahin BEY: Çürüksu'nun ileri gelenlerindendir. Gerçekçi, aklıselim ve sadık bir dost. Arkadaşına karısının nasıl biri olduğunu anlatmaya çalışır ama nafile. Akif'in ona kızması ve susturmaya çalışması karşısında teslim olmasının sebebi olarak Akif'in dostluğunu kaybetmek istememesini görebiliriz.
 
Süleyman Kaptan: Akif'in babası. Kendisi de bir gemi reisidir. Oğlunun şehit olduğu haberini aldıktan sonra vasiyet üzerine kadına sahip çıkmak ister ama kadının şeytan yüzünü görür. Oğluna çok düşkün bir baba. Namusa ve şerefe düşkündür. Belli ki bu yüzden Akif'in Dilruba'yı öldürme girişimine ses çıkartmaz.
 
Dilruba: Ortalık malı dediğimiz, melek yüzlü şeytan bir kadın. Aşk'a inanmaz, sevgi diye bir şey yoktur onun için. Zeytinyağı gibi su üstüne çıkma konusunda usta. Aldatma üstadı. Akif'in tabiri ile ona "vekilharç" lazımdır. Aslında bu kadını bu hale iten sebepleri merak ettim.